Umbrella Academy SPOİLERSİZ ilk bakış- SPOİLERLİ inceleme

SPOİLERSİZ İLK BAKIŞ:
Netflix'in yeni işi Umbrella Academy geçtiğimiz cuma günü yayınlandı. Doğrusu fragmanını ilk gördüğüm anda benim radarıma çoktan takılmıştı. Çıkmasını bir süredir bekliyordum desem yanlış olmaz. Dark Horse'nın aynı isimli çizgi romanından uyarlanmış dizide, dağılmış ve hepsinin kendince sorunları olan bir süper kahraman grubunun; nefret ettikleri babaları öldükten sonra bir araya gelmesini izliyoruz. Dizinin iyi-kötü yönlerini saymaya başlamadan önce şunu söyleyeyim, enfes bir açılış sekansı var. Dolayısıyla ortalama üstü bir beklentiyle izlemeye başladım.

 Peki izlenir mi? Bu sorunun cevabını aslında hangi beklentilerle izlemeye başladığınız veriyor. Dizi oldukça keyifli aksiyon sekanslarıyla çok da ciddi olmayan bir aile dramasının birleşimi sayılabilir. Neredeyse bütün dövüş sahnelerinde müzik kullanılmış ve hepsi de oldukça başarılı olmuş. Bu sahneler diziye imzasını atmış diyebilirim. Sürükleyici bir akışa sahip olduğu için izlerken sıkılmıyorsunuz. Ancak eksilerine geldiğimiz zaman terazinin bu tarafı biraz daha ağır basıyor. En başta senaryo o kadar fazla klişe kullanmış ki dizinin ortalarındayken sonunu tahmin edebilirsiniz. Kesinlikle çok ciddi senaryo açıkları var ve karakterler arasındaki ilişkiler yüzeysellikten kurtulamıyor. Bunlara detaylı olarak spoilerli kısımda değineceğim ama şu anlık dizinin çok fazla günahı olduğu  söyleyebilirim. Özet olarak izlemesi keyifli, çok kafa yormadan izlenildiğinde eğlenceli bir dizi çıkmış ortaya; boş zamanınız olduğunda açın izleyin bence.


Buradan sonra spoilerli konuşmaya başlıyorum eğer izlememişseniz ve izleme niyetiniz varsa bu nokta bu yazının bitişi.


 

Umbrella Academy'nin en büyük sorunu yukarda da bahsettiğim gibi karakterizasyonları olmuş. Mesela Allison ile 1 Numara arasındaki ilişki o kadar anlamsız yazılmış ki abi kardeş olarak mı izliyoruz romantik bir çekim mi var sorusuna yapımcılar kendileri de karar verememiş gibi. Zaten 1 Numara ile ilgili olan hiçbir şey doğru değil. Özellikle son sahnelerde Allison'un dur bir konuşalım kardeşimiz o tekliflerine karşı Vanya'yı öldürme, bayıltma, boğma, geride bırakma yaklaşımı anlaması mümkün değil. Özellikle dizi Vanya'nın karakter gelişimini diğerlerinden dışlanması ve kimsenin ona değer vermemesi üzerine kurduğu için kızın yaptığı neredeyse bütün hareketleri haklı çıkartıyor. 2 numara bu üçlüden en makulu olabilir, gerçi ona da yan hikaye olarak 1 Numarayla lider olma adına bir rekabet süreci yazılmış gibiydi ama herhangi bir karakter gelişimi falan izlemeden bu sorun son bölümde kendiliğinden manasızca çözülüyor.


 Klaus 6'lının içinde benim en sempatimi toplayan karakterdi. Sahnelerini eğlenerek izledim ve diğerlerinin aksine en başlardaki her zaman kafası iyi ve ciddiyetsiz olan Klaus ,ki bu özelliklerini ben çokca özleyeceğim, dizinin son bölümünde daha farklı bir yere varıyor ve bunu anlamlı bir şekilde yapıyor. 5 Numaranınsa diğerlerinden farklı bir gündemi var. Zaman yolculuğu üzerine çokca film dizi tükettiğimiz için geek alemine biraz ucuz bir yan hikaye sunulduğunu söylemem lazım. Birilerine zaman yolculuğu yapma gücü verildiği zaman, düşününce ortada daima bir mantık hatası oluyor dolayısıyla bu büyük bir eksi değil.

 Sözün kısası Umbrella Academy senaryosuyla da günümüzün en popüler konusu olan süper kahramanlarıyla da çok orijinal bir iş değil. Ancak farklı bir yaklaşımla çektiği sahneleri, izlemesi keyifli karakterleriyle, benim için bunlar 2,4 ve 5 numaralar oldu, eğlenceliydi. Tabi çok ciddi bir iş beklememe şartıyla.